Her kim tagutu terkeder, onun batıllığına inanır fakat ona ve ona tapanlara buğzetmez ve hem ondan hem de ona tapanlardan beri olmazsa Allah (c.c)'ın kendisine farz kıldığı ve onsuz müslüman olunamayan, "tagutu red" şartını yerine getirmemiş olur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri ve aşiretleri olsa bile, Allah'a ve rasulüne karşı gelenlere sevgi gösterdiklerini göremezsin." (Mücadele: 22)
Beydavi, bu ayet hakkında şöyle dedi:
"Allah (c.c) bu ayette; Allah (c.c)'a ve ahiret gününe gerçek manada iman eden bir kimsenin, en yakın akrabası bile olsa, Allah (c.c)'a ve rasulüne karşı geldikleri anda onlarla dostluk ilişkisine giremeyeceğini haber veriyor. Çünkü Allah (c.c) ve rasulüne karşı gelenlere dostluk göstermek, Allah (c.c)'a ve ahiret gününe imana zıddır. Bu ikisinin birarada bulunması asla mümkün değildir. Tıpkı su ile ateşin bir arada bulunamaması gibi..." (Beydavi Tefsiri)
Şeyh Süleyman b. Abdullah bu ayet hakkında şöyle dedi:
"Allah (c.c) bu ayette, Allah (c.c)'a ve rasulüne karşı gelenlere, velevki bu kimseler; baba, kardeş, oğul ve onlar gibi yakın akraba olsun, dostluk gösteren kimselerin imanını reddetmiştir. En yakın akrabalar için durum böyleyse, Allah (c.c)'a ve rasulüne karşı gelen ve akraba dahi olmayan kimselere dostluk gösterenlerin durumu nasıl olur acaba? Elbette bundan daha kötüdür." (Ed-Durerus Seniye kitabında geçer. Evsak Ura'l iman risalesi)
El Muvala ve'l Muada (Dost ve Düşman) kitabının yazarı şöyle dedi:
"Sahabelerin, tabin ve tabei tabin alimlerinin hepsi ve (selef-halef) bütün müslümanlar; bir kimse, büyük şirki terketmediği, bu şirki işleyenlerden beri olmadığı ve gücü, imkanı nispetinde onlara buğzedip, düşmanlık göstermediği sürece o kimsenin müslüman olamayacağında ittifak etmişlerdir."(El-Muvala ve'l Muvada Kitabı c: 1 s: 170)
Allah (c.c)'a dostluk ancak; en yakın akraba bile olsalar, bütün kafirlerden beri olmakla gerçekleşir. Allah (c.c)'a ve ahiret gününe iman, Allah (c.c)'a düşman olan kimselerle dost olmaya zıddır ve bu ikisi bir kulun kalbinde asla bir arada bulunamaz.
İşte bu, Allah (c.c)'ın hükmüdür. Allah (c.c)'a iman ancak, Allah (c.c)'a dostluk göstermek ve müşriklerden beri olmakla gerçekleşir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor: "İbrahim ve beraberinde olanlarda sizler için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi reddettik. Bizimle sizin aranızda, bir olan Allah'a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır." (Mumtahine: 4)
Ayette geçen "bede" lafzı "apaçık ortaya çıktı" manasındadır. Bu kelimeyi dikkatle düşün! Ancak uzuvlarla belli olan düşmanlığın, sadece kalpte oluşan kinden önce zikredildiğini de dikkatle düşün! Bu gösteriyor ki, tagutlara ve bağlılarına buğzederek onlara zahirde sevgi göstermemekyeterli değildir. Onlardan, uzuvlarla belli olan apaçık düşmanlıkla da uzak durmak gerekir.
Ayette, taguttan önce taguta tapanlardan uzak olmak gerektiği bildirilmiştir. Çünkü taguta tapanlardan uzak olmak, tagutu reddi gerektirir. Bunun aksi ise böyle değildir. Zira taguttan uzak olmak, tapanlardan da uzak olmayı gerektirmez. Allah (c.c) İbrahim (a.s) hakkında şöyle buyuruyor:
"İbrahim babasına ve milletine dedi ki: Beni yaratan hariç sizin taptığınız şeylerden uzağım. Beni doğru yola iletecek şüphesiz O'dur." (Zuhruf: 26-27)
"İbrahim şöyle demişti: "Şimdi, gerek siz ve gerekse daha evvelki atalarınız, nelere ibadet ettiğinizi görüyor musunuz? Alemlerin rabbi hariç onların hepsi benim düşmanımdır." (Şuara: 75-77)
"(İbrahim dedi ki) Size ve Allah'ı bırakıp da ibadet ettiğiniz şeylere yazıklar olsun! Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?" (Enbiya: 67)
Örnek almamız gereken güzel örnek işte bu örnektir: İbrahim'in milleti... Bu milletten yüz çeviren kimse ancak kendini bilmeyen kimsedir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor: "İbrahim'in milletinden kendini bilmeyenden başka kim yüz çevirir?" (Bakara: 130)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder